14 Nisan 2010

And Now We Can(t) Have It




Ah be Peyton ! Oldu mu şimdi ? Böyle olmaması gerekiyordu da ne demek ? Şimdi ben Banking çalışmak yerine boşuna mı 2 bölüm izledim ha ? Sanki bu bölümü ilk defa izliyormuşum gibi konuştum. İlk izleyişim sanırım 4 yıl önceydi. O zaman tabii ki neler olacağını bilmediğimden daha heyecanlıydım ama bu seferki de fena değildi. Gerçi şu an önümüzüdeki 3,5 sezon boyunca kavuşamayacaklarını da biliyorum, ama yine de Lucas - Peyton bir başka. Ryan - Marissa gibi neredeyse. Ama konumuza dönelim.

Bazen her şeyi akışına bırakmak en iyisi diyebiliriz. Planlamadan, anı yaşayarak sürdürmek ilişkileri. Ama o zaman da karşımıza en büyük sorun çıkıyor, ilişkiye bakış açısındaki farklılık. Karşındakinin aklını okuyamıyorsun ki, Lucas genelinde tüm erkeklerden, Peyton genelinde tüm kızlardan bahsediyorum, ne bilsin zavallı Lucas çok hızlı gittiğini, olayları biraz abarttığını. Ne bilsin Peyton Lucas'ın böyle olduğunu, hep derin olduğunu, hep dolu olduğunu. Tek bildikleri şey birbirlerini deli gibi istemeleri ama olaya farklı yerlerden yaklaşmaları her şeyi bozuyor. Eninde sonudna birleşecekler ama neden bu hemen olamıyor ? Neden birçok kişi acı çektikten, birçok pişmanlık yaşandıtkan sonra anca dank ediyor ? Ey Lucas tarafı, neden çenenini tutamazsın, anı bozarsın ? Ey Peyton tarafı neden korkarsın ? Neden aslında istediğin şeyden kaçarsın ?

2 bölüm sonra One Tree Hill'deki en favori sahnelerimden biri gözükecek. Travis - Re Offender eşliğindeki o mükemmel Lucas - Peyton diyalogu. Şimdiden tüylerim diken diken oldu be.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder