6 Mart 2010

Numb

Yıllardır dinlediğim bir şarkıdaki tamamiyle beni anlatan o sözlerin yeni farkına varmam çok garip. Bunun nedenlerini sonra kendi içimde irdelerim, şimdi o şarkıya dönelim. Nefret ettiğim Linkin Park'ın tek sevdiğim şarkısıdır, daha sonra Jamelia coverladı da içimi ferahlattı, artık gönül rahatlığıyla linkin park dinlemeden de şarkıyı dinleyebiliyorum. Şarkının nakaratında "all i want to do is be more like me and be less like you*" diyor Jamelia ablamız. (Evet şimdiden itibaren şarkının Linkin Park'a ait olduğunu inkar edeceğim) Şarkının geneli de zaten bu düşüncelere yakın, ama o söz bambaşka.

Tek istediğim daha fazla kendim olmak mı ? - Evet aynen öyle. Peki, daha az siz olmayı mı istiyorum ? - Kesinlikle. Burada megalomanlıkla bu düşüncelerin arasındaki ince çizgiyi de farketmek gerek. Bu demek değildir ki ben süperim kusursuzum, diğer insanlar aptal. Hayır, ben öyle demiyorum ki. Benim amacım sadece kendim olabilmek, diğerleri gibi olmayı reddetmek. Kim iyi kim kötü kim bunun kesin cevabını verebilir ki ? İyi ve kötünün "göreceli" kavramlar olduğunu unutmamalıyız.

Bence herkes bu sözü kendine uyarlamalı, o zaman ki etrafımızdaki tek tip insanlar azalır, tekil hayatların yaptıkları devrimler artar, ama tabii tüm bunlar İkarüs'e bağlı. İkarüs başarırsa her şey yoluna girer, arkandayız İkarüs...

İkarüs

Her şeyin İkarüs'e bağlı olduğuna artık tamamiyle inanıyorum. O başarırsa, balmumu kanatlarını eritmeden denizi geçebilirse, ama tüm bunları kendini kısıtlamadan, özgürce uçarak yapabilirse, dünyada imkansız diye bir şey kalmaz. O zaman ki cam tavanımı kırabilirim, ama dediğim gibi, ilk adım İkarüs'ten gelmeli, imkansızlığı bizlere o ispatlamalı. Haydi İkarüs, aslansın İkarüs, yaparsın İkarüs, n'olur İkarüs...

1 Mart 2010

Üşengeçliğe Son

Tabii ki tamamiyle son veremiyorum, sadece üşengeçliğin etkilediği bir durumu düzeltme amacındayım. Belki daha önce yazmışımdır ya da tweetlemişimdir, saat 12ye yaklaştıkça telefona yeni şarkı atmam gerektiği gerçeği her gece beynimde dolanıyor, ben de her zamanki gibi üşengeçliğime yenilip ertesi gün kendime küfür ediyorum. Bu gece milat olsun, artık bu eylem üşengeçliğimin demir parmaklıklarından kurtulsun, bu da burada bahsettiğim tekil hayatımın devrimlerinden ilki olsun.

28 Şubat 2010

Kitap Maratonu

En son Uçurtma Avcısını okuduğumu yazmıştım ki her biten kitaptan sonra aynısın yapam niyetim vardı, ama işte o dillere destan üşengeçliğim beni çok engelliyor, bu sebepten şimdi arada okuduklarımı toparlayayım:

Aleksander Puşkin babamızın "Byelkin'in Öyküleri" kitabını okudum, tahmin edileceği üzere küçük küçük öyküler var içersinden. Sorun bende midir bilinmez, Rus edebiyatının babasını öykülerini beğenmedim ! Kesinlikle beni aşan öyküler olmalı, içinde anlayamadığım derin detaylar olmalı, yoksa Puşkin'den şüphe duyar hale gelirim.

Puşkin işkencesi bitince uzun süredir beklediğim Albert Camus - Yabancı'ya başladım. Varoluşculuk cart-crt hededehödödö muhabbetlerinden hoşlanıyorsanız o kitabı seversinizi ben ısınamadım, o da beni aştı sanırım.

Şimdi de Ece Temelkuran - Muz Sesleri okunmakta, çok uzattım onu da 2 güne bitmeli ve bitince buraya detaylı bir yazı yazılmalı, umarım üşenmem !

37,5 TL

Dün gece eve geç geldim, ertesi sabah 10da Taksim'de kursum olduğunu bilerek, hatta sayfalarca ödevim, yazmam gereken ispanyolca bir e-mailim olduğunun da farkında olarak. Ama sağolsun Demirel babamız bu gibi durumlar için harika bir laf bulmuştu: Demokraside çareler tükenmez ! Kursa gitmem olur biter gibi aptalca bir çözüm ürettim kendime, sabah annem beni kaldırmaya geldiğinde "Hocanın işi varmış, bugün kurs yok, sonraya ertelendi." yalanını da uydurdum, gönül rahatlığıyla camışlar gibi uyudum. Tabii ki saatlerimiz 11'e gelirken, kahvaltıdan sorna kursa gitmeyişimin bana kaç paraya patladığını hesaplamakta gecikmedim. Ama bu bir zarar gibi gözükse de benim mantığımca zarar değil. Bu duruma annemin küçüklüğümden beri bana söylediği şu söze benzetiyorum: "O kadar şeker attın bari iç şu çayı !" Şekeri attım, artık o şeker bizim için gider [yaşasın muhasebe], artık o çayı içsem n'olacak, içmesem ? İçersem şekerin bize giderinin yanıdna ayrıca bonus olarak kalori de kazanacağız, o zaman içmemek en karlısı değil mi anne ? O yüzden giden 37,5 tl'mize üzülmüyoruz, önümüzdeki derslere bakıyoruz.

Adios amigos !

HerŞey

Her şey ayrı yazılıyormuş, bildiğimle sürekli övündüğüm dilbilgisi bilgimin ne denli güvenilir olduğu ortaya çıktı. Ama ben bu kurala itiraz ediyorum arkadaş, hiç havalı gözükmüyor ayrı yazınca, "şey" tek başıan durunca iğrenç oluyormuş, başındaki "her" olmadan "şey"in esamesi okunmaz. Bundan sonra elimden geldiğince karşı çıkacağım bu kurala. [Evet canım çok sıkılıyor.]