28 Şubat 2010

37,5 TL

Dün gece eve geç geldim, ertesi sabah 10da Taksim'de kursum olduğunu bilerek, hatta sayfalarca ödevim, yazmam gereken ispanyolca bir e-mailim olduğunun da farkında olarak. Ama sağolsun Demirel babamız bu gibi durumlar için harika bir laf bulmuştu: Demokraside çareler tükenmez ! Kursa gitmem olur biter gibi aptalca bir çözüm ürettim kendime, sabah annem beni kaldırmaya geldiğinde "Hocanın işi varmış, bugün kurs yok, sonraya ertelendi." yalanını da uydurdum, gönül rahatlığıyla camışlar gibi uyudum. Tabii ki saatlerimiz 11'e gelirken, kahvaltıdan sorna kursa gitmeyişimin bana kaç paraya patladığını hesaplamakta gecikmedim. Ama bu bir zarar gibi gözükse de benim mantığımca zarar değil. Bu duruma annemin küçüklüğümden beri bana söylediği şu söze benzetiyorum: "O kadar şeker attın bari iç şu çayı !" Şekeri attım, artık o şeker bizim için gider [yaşasın muhasebe], artık o çayı içsem n'olacak, içmesem ? İçersem şekerin bize giderinin yanıdna ayrıca bonus olarak kalori de kazanacağız, o zaman içmemek en karlısı değil mi anne ? O yüzden giden 37,5 tl'mize üzülmüyoruz, önümüzdeki derslere bakıyoruz.

Adios amigos !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder