4 Şubat 2010

İzledik Sonunda, Mutlu Muyuz ?

9 aydır bekle, son 2 ayı teker teker günleri sayarak geçir, 3 Şubat günü gelip çatınca zar zor indir, 82 dakika boyunca ekrana kilitli kal, sonuç: yine bir bok anlamadık!

Bu sezon nasıl final sezonu olacak, hala cevaplanmamış binlerce soru var, eski sorular yetmiyormuş gibi her yeni bölümde yeni sorular ekleniyor zihinlerimize, bence dizi bitse bile hala bir sürü cevapsız soru kalacak, dizi bitecek ama biz hala hiçbir şey anlamamış olacağız, ne biçim de komik olurdu öyle olsaydı.

Şimdi gelelim naçizane bu bölümden anladıklarımıza: Öncelikle ilk dikaktimi çeken şey bu bölümdeki 2 önemli “ölümden sonra hayat” vurgusuduyu. Lost’un her zaman kaderle iç içe olan bir dizi olduğunu biliyoruz, ama daha önce hiç bu kadar keskin vurgular olmamıştı. Sayid’in ölüm döşeğindeyken söyledikleri ve Locke ile Jack’in Christian hakkındaki diyalogları oldukça manidar, ileride –umarım- çıkar kokusu. Ulaşabildiğimiz birkaç bilgiden biri de “Black Smoke”un kimliği oldu, hiç aklıma gelmezdi ! Ayrıca Juliet’in akıbetini de öğrendik. Juliet demişken, Miles aracılığıyla söylediğini öğrendiğimiz “It worked” lafı sanırım dizinin finalinin temelini oluşturacak.

Lost bu, cevaptan çok sorular bulmaya alışığız, benim aklıma gelen ilk soru Desmond’un uçakta ne aradığı ayrıca o hostes de yine önemli biri olacak sanırım. Ayrıca Tapınak’ın da ne olduğunu öğrendik, başımız göğe erdi ! Öğrenmez olaydık.

Hurley ve Miles’ın ölülerle ilgili olan yetenekleri de bu bölümde ön plandaydı. Lost’un finalini hep doğaüstü olaylara karışılmadan açıklanacağını hayal etmiştim ki artık bunu imkansız olduğunun farkına varmaya başladım.

Önümüzdeki bölümlerde bizi yine flash forwardlı anlar bekliyor. Ne kadar anlamıyoruz diye sızlansak da hepimiz farkındayız, Lost’suz olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder